Çocuklarda Kaygı Bozukluğu
Kaygı bozukluğu, hem yetişkinlerde hem de çocuk ve ergenlerde en sık görülen psikolojik sorunlardan biridir. Bu içerikte size çocuklarda görülen kaygı bozukluğunun ne olduğunu, belirtilerini, anne ve babaların nelere dikkat etmesi gerektiğini detaylı olarak açıklıyorum!
Kaygı Bozukluğu Nedir?
Kaygı veya anksiyete, kişinin yoğun bir korku ve huzursuzluk hali içerisinde olmasıdır. Bazen bir ortam, durum veya kişi/kişiler kaygıyı tetikleyebilir. Kişi, kendini tehdit altında veya yetersiz hissedebilir. Herkes ara sıra kaygılı olabilir, ancak kaygı bozukluğunda durum biraz daha farklıdır. Kişi, sürekli olarak yoğun bir kaygı ve korku halindedir.
Kaygı bozukluğunun nedenleri kişiden kişiye göre değişebilir. Kaygının ne kadar sürdüğü, ne sıklıkla kaygı atağı yaşandığı, kaygının şiddeti de değişkenlik gösterebilir. Korkunun kaynağı daha kolay tespit edilebilse de kaygı için aynı şey söylenemez.
Çocuklarda kaygı bozukluğu, yaygın olarak görülür ve birçok farklı nedeni olabilir. Stres, yetersizlik hissi, çaresizlik hissi, belirsizlik, baskı altında hissetme, okul, uyum problemleri… Tüm bunlar çocuklarda kaygı bozukluğunun sadece birkaç sebebidir. Okula yeni başlayan çocuklarda ayrılma korkusu, özgüven düşüklüğü, akran zorbalığı, aile problemleri ve daha birçok sebep kaygıya sebep olabilir.
Ortamda korkulacak veya tehdit altında hissetmeye neden olacak bir durum veya kişi varsa, birey otomatik olarak bazı fiziksel, davranışsal, duygusal ve psikolojik tepkiler gösterir. Bu tepkilerden biri de kaygıdır.
Kaygının temel amacı, kişiyi tehlikelere karşı uyarmaktır. Belli bir seviyeye kadar kaygı, normaldir. Ancak herhangi bir sorun yokken veya gerçekten bir tehlike yokken kaygı seviyenizin çok yüksek olması kaygı bozukluğu, anksiyete olarak adlandırılmaktadır.

Çocuklarda Kaygı Bozukluğu
Kaygı Bozukluğu Çocuklarda Görülür Mü?
Kaygı bozukluğu, hem çocuklarda hem de yetişkinlerde sık görülen psikolojik bir rahatsızlıktır.
Çocuklarda Kaygı Bozukluğu Belirtileri Nelerdir?
Kaygı bozukluğunun belirtileri ve bu belirtilerin sıklığı, şiddeti çocuktan çocuğa göre değişiklik gösterebilir.
Genel belirtiler şu şekildedir:
- Sinirlilik hali
- Panik hali
- Huzursuzluk
- Odaklanma problemleri
- Mide bulantısı
- Mide ağrısı
- Nefes alış-verişte zorlanma
- Okul ve sınav başarısında düşüş
- Boyun ve omuz kaslarında ağrı, gerilme
- Terleme
- Bulantı
- Baş ağrısı
- Takıntılı davranışlar
- Kalp çarpıntısı
- Olumsuz düşünce ve inançlar
- Kaçınma
- Öfke
- Ağlama nöbetleri
- Korku
- Huzursuzluk
- Rahatsızlık
- Endişe
- Çaresizlik
- Panik
- Kaygıya sebep olan durumlardan Kaçınma
- Boğulma hissi
- Kusma
- Sık yutkunma
Kaygının çocuğun hayatını ne kadar etkilediği, sosyal hayatı üzerindeki etkisi, okul hayatı üzerindeki etkisi önemlidir. Kaygı bozukluğunun fizyolojik, duygusal, bilişsel ve davranışsal olarak birçok belirtisi vardır ve tüm bunlar çocukların hayatını olumsuz etkilemektedir. Kaygı bozukluğu ile mücadele etmek için bir adım atılmazsa, çocuğun aile, arkadaş ve okul hayatında ciddi sonuçlar gözlemlenebilir. Her psikolojik sorunda olduğu gibi, kaygı bozukluğunda da erken müdahale etmek çok önemlidir.
Çocuklarda kaygı bozukluğu bebeklik döneminde bile oluşabilir. Anne veya babası ile olan ilişkisinden kardeş kıskançlığına, ihmal edilerek büyütülmeden otoriter bir aile yapısına kadar birçok faktör bebeğin / çocuğun kaygı seviyesinde önemli bir yere sahiptir.
İhmalin Çocuklar Üzerindeki Etkisi İçin Tıklayın!

Okul döneminde öğretmen tutumları, okula uyum sorunları veya akran zorbalığı yine çocuklarda kaygı bozukluğu için önemli bir yere sahiptir. Çocuklara, yapabileceklerinden daha fazla veya zor ödevler vermek, katı bir ödül-ceza yöntemi kullanmak, anne-baba davranışlarındaki tutarsızlık çocuklarda kaygı seviyesini etkiler.
Kaygı bozukluğu; zamanla sosyal fobi, özgül fobi, panik bozukluk ve obsesif kompulsif bozukluğu tetikleyebilir. Çocuklarda kaygı bozukluğunda bir an önce harekete geçmek gerekir.
Çocuklarda Kaygı Bozukluğunun Nedenleri
En önemli faktörlerden biri ailedir. Aile bireylerinde kaygı bozukluğu varsa, çocuk da bu durumdan etkilenir ve kendisi de buna uygun davranışlar gösterebilir. Bu durum, hem genetik hem de sosyal öğrenme dediğimiz çocuğun çevresini gözlemleyerek öğrenmesi ve ona uygun davranması ile açıklanabilir.
Ayrıca, aile yapısı da çok önemlidir. Mükemmeliyetçi, ödül-cezaya dayalı veya çocuklara fazla sorumluluk yükleyen aile yapıları, kaygı bozukluğunda önemli bir yere sahiptir:
- Çocuklara ideal veya mükemmel çocuk gibi davranılmamalıdır.
- Çocuğun kendini yetersiz hissetmesi engellenmelidir.
- Başkalarının yanında azarlama gibi çocuğun özgüvenini sarsacak davranışlardan uzak durulmalıdır.
- Çocuğun ilgi ve istekleri önemsenmelidir.
- Çocuk ihmal edilmemeli ve yalnız hissetmemelidir.
- Çocuğun okul çevresine dikkat edilmelidir.
- Okulda şiddet ve zorbalığa uğrayan çocuklar, kaygı bozukluğuna daha yatkındır.

Çocuklarda Kaygı Bozukluğu İçin Ne Yapılmalı?
Kaygı bozukluğu yaşadığı düşünülen çocuk, ailesi tarafından iyice gözlemlenmelidir. Çocuk korku ve endişeleri hakkında ailesi ile konuşuyor mu? Konuşmuyorsa, konuşabilmesi için çocuğa destek olunmalı ve gerekliyse psikolojik danışmanlık alınmalıdır.
Çocuk daha çok hangi belirtileri gösteriyor? Terleme-titreme gibi fiziksel belirtiler mi, “Ben değersizim.” gibi yanlış düşünceler mi öne çıkıyor?
Ailenin çocuğa yaklaşımı nasıl? “Benim çocuğum nasıl böyle biri olur?” veya “Komşunun oğlu hiç böyle değil!” gibi tutumlar çocuğa ve aileye zarar vermekten başka bir işe yaramaz. Çocuğa sabır ve sevgiyle yaklaşılmalı, çocuğu dinlediğinizi ve anladığınız ona hissettirmelisiniz. “Bu kaygıların boş, saçma sapan!” gibi cümlelerden kesinlikle uzak durmalısınız. Her insan gibi çocuklar da önemsendiklerini bilmek, hissetmek isterler.
Çocukta, düşüncenin ötesinde kalp çarpıntısı, nefes almada zorluk, tırnak yeme, terleme, mide bulantısı gibi fiziksel belirtiler de sık görülüyorsa psikolojik bir destek almayı ihmal etmeyin. Çocukluk ve ergenlik döneminde önlem alınmadığında, yetişkinlik döneminde çok daha şiddetli belirtiler ve beraberinde başka rahatsızlıklar da gözlemlenebilir.

Aile desteği
Çocuklarda Kaygı Bozukluğu ve Ailenin Rolü
Anne, baba veya kardeşlerde kaygı bozukluğu olması çocukta da kaygı bozukluğunu görülmesini etkileyebilir. Hem genetik faktörler hem de “sosyal öğrenme” önemlidir. Bandura’nın sosyal öğrenme kuramına göre çocuklar çevrelerini gözlemleyerek öğrenirler. Dolayısıyla ailesini gözlemleyen çocuk, ailesi gibi davranması gerektiğini düşünerek büyür. Ailede kaygı bozukluğu davranışları gösteren birinin olması çocuğun da bu davranışı öğrenmesine sebep olabilir.
Kaygılı bir anne-baba çocuklar için güven dolu, huzurlu bir ortam oluşturmakta zorlanabilir. Çocukların anne-babalarını rol model aldıklarını da düşünürsek, kaygılı ve korkulu anne babalar çocuklarına da kaygı için rol model olmaktadır. İlk olarak anne-babaların kendi kaygı seviyelerini takip etmesi ve gerekli olduğunu düşünüyorlarsa psikolojik destek alması gerekir.
Çok kaygılı bir anne, çocuğunun kendi yanından uzaklaşmasını asla istemez. Dışarıda, parkta, alışverişte veya sokakta… Her zaman çocuğun yanında durmasını ister. Bu durumda çocuk da şöyle düşünür: “Dışarısı ve çevre çok tehlikeli. Etraf güvenilmez insanlarla dolu.” Böyle düşünen çocuklarda da kaygı bozukluğu görülmeye başlar.
Ayrıca anne-babanın her şeyi eleştiren, mükemmeliyetçi bir kişilik yapısının olması çocuğun özgüvenini ve gelişimini olumsuz etkiler. Çocuk kendini ifade edemez ve sosyal becerileri yaşıtlarına göre yetersiz kalabilir.
Sınavlarda, okulda aşırı yüksek notlar isteyen anne-babalar, zamanla çocuğun kendini iyice yetersiz hissetmesine ve kaygıların tetiklenmesine yol açar. Çocuk tek başına uyumak istemez, okula gitmek istemez, dışarıda arkadaşları ile oynamak istemez, öğretmeni kaldırdığında tahtaya kalkmak istemez. Ve zamanla aile ile bile konuşmak istemez hale gelebilir.
Ailenin tutumu ve sorunun çözümüne odaklanması çok önemlidir. Ayrıca erken müdahale edilmesi ve hem ailenin hem de çocuğun psikoterapi desteği alması gerekir. Çocuğa karşı şefkatli, anlayışlı bir tutum sergilenmelidir.

Çocuklarda Kaygı Bozukluğunda Psikolojik Danışmanlık
Çocuk ve ergenlerde kaygı bozukluğunda aile ve bazen de okul ile iş birliği çok önemlidir. Ailenin tutumu, davranışları, çocuğa olan yaklaşımı önemlidir. Kaygı bozukluğu ile ilgili çocuğa bazı sorular sorulabilir ve testler yapılabilir.
Çocuklarda kaygı bozukluğu için bilişsel davranışçı yöntem, çözüm odaklı yaklaşım, yaşa bağlı olarak oyuna dayalı yöntemler kullanılabilir.
Çocuklarda Kaygı Bozukluğu İçin Önlem Alınmazsa Ne Olur?
Her psikolojik rahatsızlık gibi kaygı bozukluğunda da erken önlem alınması çok önemlidir. Kaygı bozukluğu, hem diğer psikolojik rahatsızlıkları tetikleyebilir hem de fizyolojik bazı sorunlara neden olabilir.
Bağışıklık sistemi üzerinde önemli bir etkisi vardır, kaslarda ağrılara veya mide sorunlarına neden olabilir. Ayrıca uyku ve yemek düzeninde de bozulmalara neden olabilir.
Çocuğun yaşam kalitesi gün geçtikçe bozulur; aile ve okuldaki arkadaşları ile arası açılır. Kalabalık ortamlarda durmak istemez, birçok yerden ve kişiden kaçınmaya başlar.
Kaygı Bozukluğu Olan Çocukların Anne-Babaları İçin Öneriler
Ailenin desteği ve şefkatinin önemi unutulmamalıdır. Aile, çocuğun yanında olduğunu ve onu anladığını çocuğa hissettirmelidir. Çocuğun duyguları hakkında konuşulmalı, çocuk duygularını ifade etmek için teşvik edilmelidir. Çocuğa kendi kaygılarınızdan da bahsedebilirsiniz. Çocuk yalnız olmadığını düşünür ve kaygıları ile yüzleşmesi daha kolay olur. Psikolojik destek alınması da önemlidir.


Geri bildirim: Akran Zorbalığı Nedir? - Psikolog Şule Baş
Geri bildirim: Sınav Kaygısı İle Başa Çıkma - Psikolog Şule Baş